Bazı diziler yıllar geçmesine rağmen hala izlenecek kadar iyi yapımlardır. Bu yapımlardan biri olan How I Met Your Mother, dünya genelinde oldukça popüler hale gelmiştir. How I Met Your Mother, izlerken sıkılmayacağınız ve kendinizi bir arkadaş ortamında gibi hissedeceğiniz nadide dizilerden bir tanesidir. Klasik sitcomların aksine How I Met Your Mother, karakter derinliği ve zaman zaman duygulandıracak konuları işlemesiyle tekrar tekrar izlenecek bir dizi haline gelmiştir. Gelin, How I Met Your Mother’ın neden efsane olduğuna karakter analizleri ve dizide ele alınan ilişki dinamikleriyle göz atalım. Ancak hala bu efsanevi diziyi izlemediyseniz yazıyı diziyi izledikten sonra okumanızı tavsiye ediyoruz çünkü spoiler içeren bir inceleme olacak. 

How I Met Your Mother Karakter Analizi 

Marshall Eriksen

How I Met Your Mother dizisinin ana karakterlerinden biri olan Marshall, dizinin en soft karakteri olabilir. Marshall, sevgi dolu bir ailede büyüyen ve görünüşünün aksine aslında oldukça sevgi dolu olan bir adamdır. Marshall, dizinin ana karakteri olan Ted’in en yakın arkadaşlarından bir tanesidir. Ted ile Marshall’ın dostlukları üniversitede başlar. 

Üniversite dönemlerini anlatan flashback sahnelerinden ve dizinin ilerleyen bölümlerinden de göründüğü kadarıyla Marshall, Ted’e asla yanlış yapmaz ve Ted de dahil olmak üzere çevresindeki yakın arkadaşlarına tıpkı bir aile üyesi gibi davranır. Buna ek olarak Marshall karakterini daha iyi anlamak için biraz da Lily ile olan ilişkisine göz atmamız gerekiyor.

Marshall, Lily’e oldukça genç bir yaşta aşık olmasına rağmen hayatı boyunca Lily’e olan sevgisini ve onunla bir ömür yaşama arzusunu kaybetmez. Lily’in onu ressam olma hayaliyle terk etmesine rağmen Lily’i affedecek kadar büyük bir aşka sahiptir. Ancak Marshall’ın dizinin sonlarında Lily’nin bu hatasını yüzüne vurması, onun da zaman zaman yanlışları ve ekstrem tepkileri olabilecek gri bir karakter olduğunu gösterir. Aslında bu durum How I Met Your Mother’ın karakter derinliği açısından ne kadar gerçekçi bir yapım olduğunu kanıtlar çünkü gerçek hayatta da tamamen siyah ya da beyaz karakterler değil ancak Marshall gibi genellikle beyaz olsa da gri yanları da bulunan insanlar bulunur. 

Lily Aldrin

Lily, Marshall’ın aksine sevgi dolu bir ailede büyümemiştir. Lily’in hem annesiyle hem babasıyla onların boşanmalarından itibaren bazı sorunlar yaşadığı oldukça açıktır. Özellikle de babasıyla yaşadığı çocukluk yıllarında babasının zaman zaman ihmalkar davranışlarından dolayı çocukluk travmalarına sahip olduğu görülebilir. Lily, Marshall ve Ted ile üniversitedeyken tanışır. Marshall’a ilk görüşte aşık olan Lily, Ted’in de en yakın arkadaşlarından biri olur. 

Lily karakterini daha iyi anlamak için hem Marshall hem Ted ile olan ilişkisine bakmak gerekiyor. Marshall ve Lily ilişkisinde Lily, daha çok kontrolcü olan taraftır. Hatta Marshall ile tanışmalarını bile ayarlayan kişi Lily’nin kendisidir. Marshall ve Lily ilişkisindeki kırılma noktalarından bir tanesi Lily’in Marshall’ı terk etmesidir. Lily’nin burada sergilediği davranış aslında birçok izleyicinin sandığı gibi bencillik ya da Marshall’ı sevmemesi ile ilgili değildir. Lily, hayalleri ve ideallerine rağmen hayatın gerekliliklerinden dolayı sanat tarihi mezunu olmasına rağmen anaokulu öğretmenliği yapmaktadır. Bu durum Lily’i içten içe bitiren ve potansiyelini boşa harcadığını gösteren bir durumdur. Lily’nin San Francisco’ya giderken Marshall’dan ayrılmasının asıl sebebi de potansiyelini keşfetmek istemesidir. Bu yüzden Lily, ilişki içerisindeyken kişisel arzularından dolayı yaptığı bir hatadan dolayı bu kadar sert yargılanmayı haketmeyen ve kesinlikle Marshall gibi green flag bir karakteri hak eden bir karakterdir. 

Lily’nin Ted ile olan ilişkisi ise kontrolcü yanını yansıtan ve tıpkı Marshall gibi grilikleri olan bir karakter olduğunu gösteren durumlardandır. Birçok kişi göz ardı etse de Marshall ve Ted dostluğu yada Lily ve Ted dostluğu da oldukça derin bir dostluktur. Ancak Lily hayata dair düşüncelerinden ve sevdiği insanların hayatlarını kontrol etme arzusu ile Ted’in gelecek vaad etmeyen ilişkilerinin bitmesine sebep olmaktadır. Bu durum Lily karakterinin dominant ve zaman zaman gereğinden fazla kontrolcü olduğunu gösterse de aslında dostlarına da oldukça tutkuyla bağlı olduğunu ispat eder niteliktedir.  

Ted Mosby

How I Met Your Mother dizisinin özellikle de ilk bölümlerdeki ana karakteri Ted’dir. Ted, sorunların konuşulmak yerine üstünün örtülerek çözüldüğünü zanneden ebeveynlerle büyümüştür. Bu durum Ted’in de sorun çözücü olmak yerine sorunları yok sayan ve olanaksız şeyleri isteyen bir karakter olmasına sebep olmuştur. Bu durum özellikle de Ted ve Robin ilişkisinde çok açık bir şekilde görülür. Robin, Ted’in beklentilerine ve isteklerine uymayan bir kadındır. Ancak Ted buna rağmen çok uzun bir süre boyunca Robin’e aşık olur ve onunla birlikte olabilmek için kazanamayacağı mücadelelerin içerisine girer.

Birçok izleyici Ted ve Robin ilişkisinde Robin’i suçlasa da aslında Robin, Ted’e ilk andan beri hayattan isteklerinin aşk, evlilik ve aile kurmak yönünde değil kariyer yapmak ve eğlenmek yönünde olduğunu açıkça belli eder. Robin’in gelgitli ruh rahli zaman zaman Ted’e karşı hatalar yapmasına sebep olsa da aslında Robin bu ilişkinin kötü kişisi değil doğruları konuşan kişisidir. 

Ted’in diğer ilişkilerine baktığımızda Ted’in Robin ve Stella gibi onu üzen ve gelecek vaad etmeyen karakterlere karşı oldukça toleranslı olmasına rağmen Victoria gibi onu gerçekten seven ve gelecek vaad eden karakterle karşı ihanet etmek gibi büyük hatalar yaptığını görürüz. Ted için aşk ve ruh eşini bulma kavramları mücadele ile ilişkilendirilmiştir ve bu yüzden çocuklarının annesi Tracy ile tanışana kadar kendisi için yanlış olacak insanlar uğruna mücadele verip gerçekten onu seven ve onunla benzer ideallere sahip olan insanlara ise türlü hatalar yapar. Bu durum biraz da Ted’in yetiştirilme şeklinden ve ebeveynleri arasındaki sorunların üstünü çözme dinamiğinden kaynaklanır. Böyle bir dinamik ve böyle bir ortamda büyümek Ted’in problemli durumları çözmek ya da çözülemeyecek problemlerin peşini bırakmak yerine anlamsız çabalar içerisine girmesine sebep olur. 

Ted hayatındaki en büyük idealinin ruh eşini bulmak ve onunla bir aile kurmak olduğunu söylese de hikaye ilerledikçe Ted’in Robin takıntısını daha net görürüz. Özellikle de final bölümünde Ted’in ruh eşi ve çocuklarının annesinin ölümünden sonra bile Robin’e dönmesi, Ted’in en başından beri yalnızca ideallerindeki kadın fikrine kapıldığı için Tracy ile birlikte olduğu ve aslında hep Robin takıntısına sahip olduğu fikrini akıllara getirir. 

Robin Scherbatsky

Robin, dizinin en önemli karakterlerinden bir tanesidir ve How I Met Your Mother fanlarının bir kısmının nefret ettiği bir karakterdir. Robin karakterini detaylı ve doğru bir şekilde incelemek için bu karakterin yetiştirilme tarzına ve ebeveynleri ile ilişkisine bakmak gerekir. Robin genel olarak annesinden bahsetmemesine rağmen dizinin sonlarına doğru Robin’in annesinin kızının düğününe bile gelmeme ihtimali olacak kadar yetersiz bir ebevyn olduğunu görürüz. Robin’in sıklıkla bahsettiği babası ise bir çocuğu travmatize edecek kadar katı ve sevgi göstermeyi bilmeyen bir karakterdir. 

Robin’in babası “erkeklik” takıntısından ve sürekli olarak bir erkek çocuğa sahip olmak istediği için Robin’e tıpkı bir erkek çocuğu gibi davranır. Robin’i erkek öğrencilerin yer aldığı bir yatılı okula göndermesi ve kızının makyaj malzemeleri gibi kadınsı eşyalarını yaktırması, Robin’in babası tarafından ne kadar çok travmatize edildiğini gösterir. Robin’in babası ile kurduğu yanlış ve baskıcı bağ, annesi ile kurduğu eksik ve sevgiden yoksun bağ ile birleşince Robin karakterinin ruh eşi, aşk ve aile kurma gibi kavramlara değer vermeyen bir karakter olması kaçınılmaz hale gelir. 

Robin karakterinin Ted ile olan ilişkisine Ted karakterini analiz ederken değinmiştik. Robin’in kişiliğini anlamak için asıl değinmemiz gereken ilişki, Robin ve Barney ilişkisidir. Robin ve Barney ilk etapta yalnızca arkadaş olmalarına ve Robin, Barney’in en yakın arkadaşı Ted’in sevgilisi olmasına rağmen zaman içerisinde bu ikili arasında bir aşk başlar. Robin ve Barney ikilisi birkaç kere ayrılıp barışırlar. Bu ilişkideki ayrılıklarda her iki tarafın da hataları olmasına rağmen sonunda Robin ve Barney gibi evlilik kavramından oldukça uzak olan iki karakterin evlendiğini görürüz. Bu durumun temel sebebi Robin ve Barney arasında gerçek bir çekimin olması ve birbirlerine çok fazla benzemeleridir. Ancak bütün bunlara rağmen Robin ve Barney evliliği de yalnızca birkaç yıl yürür. Bu evlilik sonrasında Robin, Barney’i görmekten çekindiği ve kariyerine odaklanmak istediği için gruptan uzaklaşır. Dizinin sonunda ise Robin de Ted’e döner. Bu durumlar Robin karakterinin oldukça karmaşık olduğunu ve sevgiden uzak büyüdüğü için güçlü bağlar kurma konusunda zorluk çektiğini gösterir. 

Barney Stinson

Barney Stinson, birçok kişi için How I Met Your Mother dizisinin efsane karakteridir. Bu karakterin mentalitesini anlamak için çocukluğuna ve hayatındaki kırılma noktalarına değinmek gerekiyor. Barney, bekar bir anne tarafından yetiştirilen ve babasının kim olduğunu öğrenemeyen bir çocuktur. Barney’nin annesi, oğullarına babaları ile ilgili gerçekleri söylemek yerine onları ünlü insanların çocuklarına olduklarına dair kandırır. Barney’nin annesi her ne kadar yeterli ve sevgili bir ebevyeyn olmaya çalışsa da birçok noktada eksik kalır. Barney’in çocukluğu boyunca babası ile hiç tanışmaması bir yanı eksik büyümesine sebep olur. 

Bir yanı eksik bir şekilde büyümesine rağmen Barney, idealist ve saf bir genç adama dönüşür. Sevgilisi ile dünyayı gezmek ve çevre dostu eylemlerde bulunmak gibi masum isteklere sahip olan Barney, sevgilisi tarafından aldatılır. Barney’nin ilk aşkı olan bu genç kadın onu idealize ettikleri kavramlarla zıt düşen orta yaşlı, zengin ve ahlaki değerlerden yoksun bir adamla aldatması, Barney’in masumiyetini kaybetmesine sebep olur. Barney, bu olaydan sonra kadın avcısı zengin bir adam dönüşür. 

Barney oldukça şapşal gibi görünmesine rağmen fazlasıyla zekidir ve hem kadınları tavlama hem yaşadığı kötü olayların intikamını alma konusunda akıllıca adımlar atar. Barney’in hayatındaki kırılma noktalarından biri de Robin’e aşık olmasıdır. İlk etapta Robin’e derin hisler beslemeyen ve onunla arzularına engel olamadığı için birlikte olup Ted’e ihanet eden Barney, olayların gelişmesi ve birkaç ayrılıktan sonra Robin’e tamamen aşık olur. Robin, Barney’in aynası gibidir ve oldukça uzak olduğu evliliğe adım atmak için türlü oyunlar oynamasına sebep olabilir. Ancak maalesef ki Robin ve Barney ilişkisi birkaç yıllık evlilikten sonra yürümez. Barney hayatına kaldığı yerden çapkınlıkla devam ederken tek gecelik ilişki yaşadığı bir kadın ile çocuk sahibi olması sonucunda hayatının asıl amacını bulmuş olur.